Yaşlı Bilge - Kaygusuz Dem/ Duru Demler 20

Duru Demler 20


İnce, taptaze bir ses, bir metal direğin tepesinde asılı, sırt sırta duran irice kepçe büyüklüğündeki üç hoparlörden fırlayarak toprak damlı evlerin üzerinden dağlara doğru yankılanmaya gidiyordu... yankılanıyordu sevimlice... minik coşkuların dağların kabaran göğsünde defalarca yankılanacağını bilerek gidiyordu ses...

İrice kepçe büyüklüğündeki üç hoparlörden aşağı, metal direkten sarkınca aklın gözleri... aşağıya, direğin dibinden giriverdi merakın elleri... aşağıda, beton damın altında bir topluluk vardı...

Dizleri bükük, sağ ya da sol ayaklarından biri dikik olarak oturan insanlar vardı; sessiz idiler...

Minik sesin gücünden değildi sessizlikleri... onlardan sadece biri ayaktaydı... sesin sahibi olan minik insan...

Merakın gözleri sese, kaynağa yöneldi... minik insanın gözlerine bakılı durdu... gözler, kapalıya yakın duran gözkapaklarının arkasında saklıydı... göremedi merakın gözleri, minik insanın gözlerini...

Kalkıp inen göğüs kafesi, bir serçeninki kadar heyecan ve saflık doluydu... sağ eli kulağını korur gibydi diğer seslerden... ve sesi, dimdik/sarsılmadan uzanıyordu göklere... dudakları dışında her yeri, duruyordu sadece...

Sekiz ya da dokuz yaşındaki minik insan, cuma namazından az önce ezan okuyordu...

İçindeki heyecan, nefis ses figürlerinden dağlara doğru akıp gidiyordu... yüreği yankılanıyordu yerkürede... o ezan okuyordu...

Ve zaman çok önceki zamandı.


Seçkin Deniz, 11.07.2003

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder