Harflerin Öyküsü 18

'Tasvir, fotoğraflama, kurgu'


Ellerinizin herhangi bir olayı harflerle resmetmesini istersiniz. Olay, eksiği olmayacak kadar tam, yalın ve açık görülebilsin, dersiniz.

Eğer fotoğraflama yeteneğiniz aşırı gelişkin ise, duyguların ekli olmadığı resimleri çizemezsiniz. Tam tersine foroğraflama yeteneğiniz gelişmemiş ise, duygulardan kurtulup resmi tamamlayamazsınız.

Olaylar, yazarların hayâl dünyalarında kişilik kazanır, okurların hayâl dünyalarında yaşanırlar.

Harflerin Öyküsü 17

'Dağarcık, dikkat'

Düşüncelerin derlenip toparlandığı harman yeri olsa gerek yazılar... Binbir türkünün çalındığı düğün yeri, belki de... Şenliklerin dolu dolu taştığı mekânlar olmadı ama... Hiçbir yazı dört dörtlük neşe anlatmadı, anlatamadı...

Dört dörtlük neşe yaşayamayan insan, bunu yazamazdı da... Kederler çok doldururlar insan ruhunu. Başkasının neşesi gelir geçer insandan, ama kederi kalıcı olur hiç umursamadan...

Kelimelerin kifâyetsizleşmesi, insan eliyle yazar elinin karışmasındandır. Eğer kelime başka kökenlileri tarif için kullanılacaksa kifâyetsizlik yaşanmaz. Yazar kökenlileri tasvir edecekse ve yazarın yaşadıklarını gördürecekse mesele başlar... Ya mükemmel bir ürün çıkar ortaya ya da kifâyetsizliklerin en derini meşgul eder yazma anlarını...

Harflerin Öyküsü 16

'Tarafsızlık, öz eleştiri, deneyim'

Kelimelerin diğer kelimelerle kurduğu ilişkilerin yapay olduğunu düşündürtmemek, kelimelerle nasıl dans ettiğini bilen bir yazar için olağan bir çalışmanın sonucudur.

Kelimeler uygun ve uyumlu dizilişlerle anlamları yansıtırken, yazarın, yazmak ve düşünmekle olan dostluğunun ve dürüstlüğünün nişanesi olurlar.

Herhangi bir nehrin göze göründüğü ilk yerde, akışı, akışındaki güç, aktığı yerlerle olan ilişkisi, kıyılara dokunuşundaki saygınlık ve içtenlik, gözlerden yüreklere inen sıcak ve coşku dolu duyguların oluşmasını sağlar.

Harflerin Öyküsü 15

'İçtenlik'


İçtenliğin gücü, yazının ve kullanılan dilin duygularına bağlıdır. Tersi de doğrudur; yazının ve kullanılan dilin duyguları, içtenliğin gücüne bağlıdır.

İçtenliği, harflerin bileşimlerinde, kelimelerin dizilişinde ve mûsikînin akışında anlamlara dönüştürmek, yazanın yazmaktan aldığı zevk ve yazma gücünün etkisiyle mümkündür.

Somut olarak farkında olunan birçok duygu ve düşüncenin, ait oldukları zihinsel ve ruhsal mekânlardan çıkabilmesi, içtenliğin yazma sanatındaki yerini belirginleştirir. Yazmak bir nevi, dönüşüm/indirgeme mekanizması hâline gelir.

Harflerin Öyküsü 14

'Rota, cesaret, sebât'

Gerçek, algılandığı kadar paylaşılmayı da zorunlu kılar. Yazarın, düşüncelerinin akışında izlediği rota belirgin olmalıdır. Konuda ki gerçek, bu rota sayesinde istenen izdüşümleri sağlayabilir.

Dağınık ve çok çıkıntılı yazıların taşıdıkları gerçekler yeterince net değildir. Okur'un bunu anlaması uzun sürmez. Ve yaşanan okuyucu-yazar çatışmalarının temelinde de bu vardır.

Okur, yazının başlangıcında kararını verir. Yazar'la ilgili düşüncelerinin orta yerinde çatışmadan çok önyargı oluşur. Okuyucu bu önyargılarını diğer okurlarla paylaşmaya çalışır ve yazarın "dedikodusunu" yapmaktan çekinmez. Çünkü okur, asla anlayışlı değildir. Kendi gerçeğine vâkıf olmayan, kendi gerçeğini anlatamayan bir insanın yazarlık sıfatıyla yazmasını affetmez.

Harflerin Öyküsü 13

'Gerçeklik'


Herhangi bir yazı, içeriğinin gerçekliğini belirginleştirmek zorundadır. Konu, kurgu sanal ve hayâl olsa bile yazar, yazısının inanılır-güvenilir olduğunu yansıtabilmelidir. Kendi düşüncelerini berrak ve akıcı bir gerçeğin kelimelerdeki yankısı olarak işlemelidir.

Okuyucu, standart profil kriterlerine uygunlaştırılamadığı içindir ki; yazar, konuyla ilgili tüm rölatif gerçekliği en iyi şekilde analiz etmelidir. Maksimum uygunluk düzeyinde her okuyucusuyla buluşabilmelidir. Bu gereklilik çok yüksek bir hedef gibi görünse de, yazının kalıcılığında en büyük etkendir.

Harflerin Öyküsü 12

'Örgü, güvenilirlik'


Anlatım yöntemleri yazarlara göre farklılık taşır.

Kesine yakın, net ve etkili sonuç almak istenilen yazı türlerinde, konunun çok sık dokunan bir örgüsü olmalıdır. Cümleler arasındaki anlam boşlukları, mümkün olduğunca yazar tarafından doldurulmalı ve okuyucu için sıkı bir çalışma yapılmalıdır.

Bu yazı türünde yazardan çok ağır bir sorumluluk istenir. Genellikle, eşdeğer doğruluk değeri olan bilgiler yazının temelini oluşturur. Makale ve benzeri yazı türleri bu grup içinde değerlendirilir.

Harflerin Öyküsü 11

'Zamanlama'


Yazmak, zamanlama ile doğrudan ilgilidir. Düşüncelerinizin zamanı ile aktarma zamanlarınız denk düşmek zorundadır...Yazarın gücü bu noktada ortaya çıkar.

Yazarın birikimlerini, üretme aşamasında kullanabilmesi ve zamanları yaklaşık ölçülerde aynılaştırması gerekir. Sözcük tarayıcı zihinsel araçları kullanma gücü, hâfızâ ve bilinçaltını mükemmel bir zamanlama ile eşit hızlarda kullanma kabiliyetine bağlıdır.

Yazarın zamanlama da karşılaştığı en büyük zorluk, sözcüklerin ait oldukları dillerin ayrılmasında ortaya çıkar. İyi bir yazı doğu ya da diğer Avrupa dillerinden kaynaklanan sözcüklerin, yazının tarzına uygun tasniflere tabi tutulmasını gerektirir. Bu da zamanlamanın denk düşmemesine sebep olur.

Harflerin Öyküsü 10

'Etki, yeterlilik, güven, güç, denge, vurgular'


Herhangi bir yazı, okunurken diri ve etkileyici olmalıdır.

Sözcükler alışılagelmiş düzeneklerle sunuluyor ve anlamları dokunulmadan kalıyorsa, etkisi harcanan emek kadar olacaktır.

Planlanmış anlamlar yeterlilik sınırını aşınca sözcüklere olan güven de kaybolabilir. Onlara yüklenen yan anlamlar, süreklilik arz ederse eğer; kullandığınız dil tamamen yan anlamlı sözcüklerden oluşan bir bütün olur.

Harflerin Öyküsü 9

 'Plan/tasarım, farklılık ve şemâlar'

 İyi bir oyuncu, oyununun izlenebilirliğini oyunu izlendikten sonra ölçer. İyi bir yazar da aynı perspektifle bakmak zorundadır. Ancak, iyi bir taktisyen aynı perspektifi kullanmaz; izleyicilerin bakış açılarına uygun olanı değil, bakış açılarını farklılaştıranı arar. Yeniye, değişime ve en iyiye odaklanmış bir üretici denenmemiş olanı, deneyimleriyle ortaya çıkarır.

Bir mimar, farklı olanı tasarlar.

Farklı bir yazar da konusunu işlemeden önce onu akış şemâlarıyla sınırlamalıdır,yönlendirmelidir. Tek merkezli içiçe çemberler, paralel girişlerin bağlantı destekleriyle bütünleşmesi, soy ağacı şemâsı ve daha bir çok şablon üretim aşamalarında kullanılabilir.

Harflerin Öyküsü 8

'Ses dizini-mûsikî'

Her yazının içerdiği konuya uyumlu bir ses dizini vardır. Gözler aracılığıyla, hâfızânın derinliklerine yapılan "okuma" eylemi bir yolculuksa eğer; bu yolculuğu zevkli kılan etkenlerden biri de canlandırılan bu mûsikîdir.

Yazıyı seslerin görüntüsü olarak kabul eden ilk zamanların "okuryazar" olmayan câhilleri bile, bu gerçeğin etkisinde kalmaktaydılar.

İşlenen konu ne olursa olsun, yazıcının ustalığı, kelimelerle hafızanın geniş kapsamlı işbirliğini sağlamak zorundadır. Bazen bir özlem, bazen bir acı, bazen de düşünülmeyenlerin uyandırdığı merak sözcüklerin mûsikîsinde tahmin edilemeyecek etkilerle ortaya çıkar.

Harflerin Öyküsü 7

'Duyuş'

 Herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda duyarsınız. Tüm duyu organlarınız diri ve sağdır. Elleriniz duyuşlarınızı yazacak kağıt-kalem arar. Ancak korkularınız ağır basar; duyuşlarınızın dağılacağını düşünürsünüz... Dağılır.

İyi bir yazıcı, anlık değişimleri yakalamaya çalışmaz. Yazmak istediklerini dilediği zaman yazar. Birikimlerini, duyuşlarını organize edebilmek için,  iyi bir konsantre dönemi geçirmek zorundadır.Tasarladığı metni, çarpıcı yönleriyle değerlendirir ve yazar.

Harflerin Öyküsü 6

'Sistem, dil-ses-anlam bağı'


İyi bir yazı giriş-gelişme-sonuç dizinini içermek zorundadır. Size öğretildiği gibi, bu sıra bozulmadan da yazınızı düzenleyebilirsiniz... Ancak; bunun kesin bir kural olmadığını, yazarken anlayacaksınız.

Dilediğiniz zaman sonuçla başlayabilir, gelişmeyle devam eder ve girişle bitirebilirsiniz yazınızı... Bu konudaki özgürlüğünüzü ancak siz kısıtlayabilirsiniz.

Eksiksiz bir yazıda en önemli unsurlardan biri parağraflarınız arasındaki dil-ses ve anlam bağıdır. Bu bağ, yazınızı okunur hâle getirir. Bir çırpıda gözlenebilir ve algılanabilir olmanızı sağlar.

Harflerin Öyküsü 5

'Ayna, Tutarlılık'

 Anlatımlar, bilginizin ve kişiliğinizin aynasıdır. Siz, kendinize ait değerleri yalnızca konuşarak yansıtmazsınız. Yazdıklarınız, etkilendiğiniz tüm yazarlardan farkında olarak ya da olmayarak aldıklarınızı da okuyucuya aktarır...

Etkileşimler normaldir, çünkü; hiçbir şey etkileşim olmadan var olmaz. Yazılarınızda dikkat etmeniz gereken en önemli şey "tutarlılık"tır. Tutarlılık, sizin kişiliğinizin geliştiği düzeyi de gösterir...Tutarlılığınızı ölçebilmeniz için, eski yazılarınızı asla ihmal etmemelisiniz...

Harflerin Öyküsü 4

'Süreklilik'

Tekrarladığınız her şey, her tekrarda yeni eksikler görmenizi sağlar... Tekâmül, içerdiği basamakların sağlamlığı ölçüsünde iyiye doğru yön alır. Yazdıkça, eksiklerinizi fark edersiniz... Ancak bilmenizi istediğim şu; yazmış olduğunuzu düzeltmekten daha çok, yeni yazılarda hata yapmamaya çalışın... Yaptığınız hataları tekrarlamayın... Ve asla yazdıklarınızı yok etmeyin...

Yaşadıklarınızı olduğu kadar, yazdıklarınızı da takip etme yeterliliğiniz varsa doğruların arttığı bir hayatınız var olacak demektir...

Harflerin Öyküsü 3

"Ses, vurgu, anlam ve amaç"

'Özel'lik

 Uzun yıllar geride kaldığında, biriktirdiklerinize bakmak istersiniz; ancak hafızanızı ve bilincinizi didikleme şansınız yüksek olmadığından bunu yapamazsınız...

Bu arada ayrıntılara önem verdiğinizi görürsünüz. Düşüncelerinizin altyapısını oluşturan hemen her şeyi "öğrenerek" elde ettiğinizi görünce mutluluk duyarsınız. Hayatın içinde olmadığınızdan olsa gerek, "öğrenme"nin yalnızca "okumak"la mümkün olduğu yanılgısı içindesinizdir." Yaşayarak öğrenme",yakın durduğunuz iklimde henüz filizlenmemiştir...

Harflerin Öyküsü 2

'Öz geçmiş'

Çocukluğumun ilk yıllarını düşünürken, okuduğum kitapları hatırlıyorum. Onları yazanları hep merak ederdim. Çok şey bildiklerini kabul etmemle birlikte, bildiklerini nasıl yazdıklarını düşünürdüm...

Yazmayı istedim. Yazmak; okunmak içindi. On ve onüç yaşları arası, yazma isteğimi uygulama dönemimdi...

Kalemin gücünü fark etmem uzun yıllar alacaktı... Aldı da. Yazma isteğim, canlı ve yaşayan bir varlığa dönüşünceye kadar neler yaşadığımı anlatmak istiyorum aslında...

Harflerin Öyküsü 1

'Gerekçe'

Neden harflerin öyküsü?...

Yazmayı seven herkesin anlatım öyküleri vardır... Benim birçok öyküm var... Bu öyküleri zaman zaman burada sizinle paylaşmayı düşünüyorum...

Nasıl yazdığımı bilmenizi istedim; siz de yazmak istersiniz diye umuyorum... umursamamanız da mümkün... Kendini beğenmiş olmakla da suçlayabilirsiniz beni... ama düşünmenizi isterim ki; bunu sanırım yalnızca ben yapıyorum... ve burası da bir okul olmalı... yazı okulu...