...sen doğduğunda
dudağıma binen güldü tebessüm
çıkageldin habersiz
rengarenk gülüşünle masum
dupduruydun
...
üçüncü tebessümdün
dudaklarımda
sırtımdan gelip...
"bir küçücük adam" /44
...cümlelerinde sen
senden olmayan her şeyi vermekteyken
sesin
seslerden türeyen herşeyi
zekanla işlemekteydi
...sen küçücük adam,
sen oğlum.
...merakına baktım
bildiklerin ne kadar azsa
bilmediklerin o kadar çok
ama sen bilmezmiş gibi durmuyorsun.
senden olmayan her şeyi vermekteyken
sesin
seslerden türeyen herşeyi
zekanla işlemekteydi
...sen küçücük adam,
sen oğlum.
...merakına baktım
bildiklerin ne kadar azsa
bilmediklerin o kadar çok
ama sen bilmezmiş gibi durmuyorsun.
"sev" /43
güdülecek ne idi
kin mi?
yoksa
usulca meleyen koyunlar mı?
kınalı mıydı
sevginin elleri?
bağlı bembeyaz bezlerle
kin'i nasıl tutacaktın ki?
...
gözlerime bak
...
tuttuğunu sev dedim ya
sevdiğin ne idi?
kel kalmış koca kuyruklu
koyun mu?
...
sen sevebilmeyi
bildin mi?
...
bildiğin karşı kısımda ki
körpe değil
zihninde ettiğin
yerdi
...
kin mi?
yoksa
usulca meleyen koyunlar mı?
kınalı mıydı
sevginin elleri?
bağlı bembeyaz bezlerle
kin'i nasıl tutacaktın ki?
...
gözlerime bak
...
tuttuğunu sev dedim ya
sevdiğin ne idi?
kel kalmış koca kuyruklu
koyun mu?
...
sen sevebilmeyi
bildin mi?
...
bildiğin karşı kısımda ki
körpe değil
zihninde ettiğin
yerdi
...
"kısmet" /42
...öyküler dizildi
sıralı selviler gibi
kaydını tuttu mu ki
kaç katre acı
ne kadar uzun yol
...
kısmetti içinde
göze en çok görüneni
kederi
tebessümü
...
kaç ayaklı ev
olacaktı
olduğu kadar çığlıkları çocukların
saçları dağınık
bacakları uzun
...
sabah
akşamdan belliydi
beyhude aş
zeytinden de değil
boş tabaklar
bakır ya da tahta
...
kısmetti içinde
maya niyetine çalınan
ne varsa
onu yaşayacaktı...
...
öyle mi?
sıralı selviler gibi
kaydını tuttu mu ki
kaç katre acı
ne kadar uzun yol
...
kısmetti içinde
göze en çok görüneni
kederi
tebessümü
...
kaç ayaklı ev
olacaktı
olduğu kadar çığlıkları çocukların
saçları dağınık
bacakları uzun
...
sabah
akşamdan belliydi
beyhude aş
zeytinden de değil
boş tabaklar
bakır ya da tahta
...
kısmetti içinde
maya niyetine çalınan
ne varsa
onu yaşayacaktı...
...
öyle mi?
"dost ise bahçıvan" /41
durdurdu göz bebeklerini
gözbebekleriyle
.
onu
gördü gözlerinin içinde
ne kadar tümdü
büsbütündü parça parça
.
araladı gözlerini
.
baktı perdesiz
.
uçuşan
menekşe yapraklarıydı
dost ise bahçıvan
.
kahverengi bakıyordu
toprak
yeşile uğrayarak
.
durdurdu gözbebeklerini
gülümseyen
göz bebekleriyle
sevdi dostunu
büsbütün
.
tünedi ellerine
.
gözbebekleriyle
.
onu
gördü gözlerinin içinde
ne kadar tümdü
büsbütündü parça parça
.
araladı gözlerini
.
baktı perdesiz
.
uçuşan
menekşe yapraklarıydı
dost ise bahçıvan
.
kahverengi bakıyordu
toprak
yeşile uğrayarak
.
durdurdu gözbebeklerini
gülümseyen
göz bebekleriyle
sevdi dostunu
büsbütün
.
tünedi ellerine
.
"ilkten sonra" /40
yumuk gözlerin...
açıyorsun arada
ilkten sonrasın sen
suyla buluşmadı gözlerin
teninde
başka durağın
eşliğindekiler var
eşiğinden geçtin ya hayatın
içerdesin...
burada bizimle
ve dört çok kişi olduk...
hoşgeldin oğlum.
açıyorsun arada
ilkten sonrasın sen
suyla buluşmadı gözlerin
teninde
başka durağın
eşliğindekiler var
eşiğinden geçtin ya hayatın
içerdesin...
burada bizimle
ve dört çok kişi olduk...
hoşgeldin oğlum.
"dönence" /39
vakit dar;
durulmaz bu handa...
kaldırmaz yükü belim
derdest ettiler dilimi
şamata etmeyin...
git-gel ey çırak;
bahçede duru
dargın
kuyudan doltur maşrapamı
heybemde kuru ekmek
kitaplarım var
kaldır-at
onları
ekmeğimi al da gel
suyuma banacağım...
durulmaz bu handa...
kaldırmaz yükü belim
derdest ettiler dilimi
şamata etmeyin...
git-gel ey çırak;
bahçede duru
dargın
kuyudan doltur maşrapamı
heybemde kuru ekmek
kitaplarım var
kaldır-at
onları
ekmeğimi al da gel
suyuma banacağım...
"açık kapılar" /38
açık kapılar...
koşun haydi
baktığınız yerde
gördüğünüz kürkteyim...
açık kapılar
gelin haydi
aşkınızla var
gökteki yürekteyim...
açık durdum bugün
içinizdeki sırra
karşıkonmaz değil
zihninizdeki köşkteyim...
koşun haydi
baktığınız yerde
gördüğünüz kürkteyim...
açık kapılar
gelin haydi
aşkınızla var
gökteki yürekteyim...
açık durdum bugün
içinizdeki sırra
karşıkonmaz değil
zihninizdeki köşkteyim...
"ben değilim ya" /37
...mısralarımdaki
hep tek kişi
ben değilim ya
hayattan gördüğümdür
parmak uçlarımdan doğan
bildiğim
resmettiğim
sende ki
onda ki
kördüğümdür...
hep tek kişi
ben değilim ya
hayattan gördüğümdür
parmak uçlarımdan doğan
bildiğim
resmettiğim
sende ki
onda ki
kördüğümdür...
"cambaz" /36
ip titredi
kolları savruldu bir kez
dermanı kesildi dizlerinin
yuvalarında irileşti gözleri
kül idi rengi
nefes nefes titredi
an kadar kısa
asır kadar korkuydu
.
ip titredi ikinci kez
bedeninden kaydı gönlü
çocukluğunda ağladı elleri
kavruktu yüreği
perde perde gördü kendini
parmakça küçüldü
büzüldü yumaklanarak
an kadar kısa
asır kadar korkuydu
.
cambaz
...
kolları savruldu bir kez
dermanı kesildi dizlerinin
yuvalarında irileşti gözleri
kül idi rengi
nefes nefes titredi
an kadar kısa
asır kadar korkuydu
.
ip titredi ikinci kez
bedeninden kaydı gönlü
çocukluğunda ağladı elleri
kavruktu yüreği
perde perde gördü kendini
parmakça küçüldü
büzüldü yumaklanarak
an kadar kısa
asır kadar korkuydu
.
cambaz
...
"tüy kalem" /35
derdi,
uzun-uzak zamanı
yakın kılmaktı
bildiğinde ruhunu
insanın.
...
çalakalemdi dürtüler
lakin
yediveren asma
kadar da kesiksiz.
hırs idi
hırsa keder
hırsız idi
gam yükünden çekenler.
...
tutuk yazar
tüy kalem
hüzün kadar zayıf
korku kadar karanlık.
...
derdi
uzun-uzak zamanı
yakın kılmaktı
gördüğünde ruhunu
insanın...
uzun-uzak zamanı
yakın kılmaktı
bildiğinde ruhunu
insanın.
...
çalakalemdi dürtüler
lakin
yediveren asma
kadar da kesiksiz.
hırs idi
hırsa keder
hırsız idi
gam yükünden çekenler.
...
tutuk yazar
tüy kalem
hüzün kadar zayıf
korku kadar karanlık.
...
derdi
uzun-uzak zamanı
yakın kılmaktı
gördüğünde ruhunu
insanın...
"hükümdâr" /34
...duygularımın
hükümdarı
benim
...
bilir misin?
...
ellerimin
ışığımın
...
yeryüzünde tek
kılıçların içindeyken de
...
fikirlerin de
hükümdarı
benim
...
bilir misin?
...
ellerimin
ışığımın
...
yeryüzünde tek
kılıçların içindeyken de
...
fikirlerin de
"kötü kadar iyi" /33
katıksız cahil
...
fırdöndü gururun
sıratahtası kadar çizik
korku kadar çok
kötü kadar iyiydi genç adam...
....
çocukları sayılmazsa
kedi kadar küçüktü
nankör denilen o
ömür törpüsü kötü kadar iyi...
o düzelmeyecekti
...
...
fırdöndü gururun
sıratahtası kadar çizik
korku kadar çok
kötü kadar iyiydi genç adam...
....
çocukları sayılmazsa
kedi kadar küçüktü
nankör denilen o
ömür törpüsü kötü kadar iyi...
o düzelmeyecekti
...
"yaz işçisi" /32
ne kadar sertti
parmak bitimlerinde
el içlerinin nasırları...
sıcaktı gün
çıkıktı yerinden
temmuz güneşi
tuzlu beden suyu
giysilerinde bembeyazdı
kupkuru yaz
kapkara yüzdü
akşam olacaktı
yevmiye bakacaktı gözü
dudakları nemsiz
ksıkıvraktı ruhu
yaz işçisiydi
hep
...
parmak bitimlerinde
el içlerinin nasırları...
sıcaktı gün
çıkıktı yerinden
temmuz güneşi
tuzlu beden suyu
giysilerinde bembeyazdı
kupkuru yaz
kapkara yüzdü
akşam olacaktı
yevmiye bakacaktı gözü
dudakları nemsiz
ksıkıvraktı ruhu
yaz işçisiydi
hep
...
"kahvaltı" /31
mutlu kaşıktı
bardağında
şekeri eriten
sabah gördüğü düş
zeytin tanelerindeki güçtü
şakraktı ruhu evin
çabası korkaktı uykunun
alacaaydınlığa kaynar olamazdı
mutlu aşıktı
sofrada büyücek sevgiler için
çocuklar
anneler
babalar
çoklar....
hepsi çocuktular.
bardağında
şekeri eriten
sabah gördüğü düş
zeytin tanelerindeki güçtü
şakraktı ruhu evin
çabası korkaktı uykunun
alacaaydınlığa kaynar olamazdı
mutlu aşıktı
sofrada büyücek sevgiler için
çocuklar
anneler
babalar
çoklar....
hepsi çocuktular.
"korunak" /30
...gölgelik derdi eskiler
koruduğunda erkek kadını
gölgenin ağırlığı idi
kadını erkeğe bağlayan güç
eldi, ayaktı erkek
uzanılamayan bardaklara...
korunaktı göğsü
kadına
gözyaşlarını gizleyebileceği
dinginlikti hep
tadından tatlandıracağı
doluca bir boşluktu erkek...
seçkin deniz, 31.07.2002-30
koruduğunda erkek kadını
gölgenin ağırlığı idi
kadını erkeğe bağlayan güç
eldi, ayaktı erkek
uzanılamayan bardaklara...
korunaktı göğsü
kadına
gözyaşlarını gizleyebileceği
dinginlikti hep
tadından tatlandıracağı
doluca bir boşluktu erkek...
seçkin deniz, 31.07.2002-30
"yaşlı bilge" /29
çatık kaşlı bilge;
korkunun durduğu yerde,
elinde doğru,
düşüncelerinde hayat,
kimsesizlerin ilk uğrağı,
durgunluktaki fırtına,
ruhların boşluklarına takılan her aklın
dolduğu yerdi...
korkunun durduğu yerde,
elinde doğru,
düşüncelerinde hayat,
kimsesizlerin ilk uğrağı,
durgunluktaki fırtına,
ruhların boşluklarına takılan her aklın
dolduğu yerdi...
"kadın" /28
kadın sıcaktı
sıcacıktı teni
sevgi bakıyordu gözleri
kadın sevgiydi
sevgi saklıydı
ilgi diliyordu gözleri
kadın her şeydi
her şey o değildi
bilir sezerdi gözleri
kadın belliydi
belli olanı istiyordu
çok şey görüyordu gözleri
sıcacıktı teni
sevgi bakıyordu gözleri
kadın sevgiydi
sevgi saklıydı
ilgi diliyordu gözleri
kadın her şeydi
her şey o değildi
bilir sezerdi gözleri
kadın belliydi
belli olanı istiyordu
çok şey görüyordu gözleri
"hezeyân" /27
...suskun dere
çağıldayan aşk,
eskidendi mazi
seslenen heva,
...değdiğinde göğsün
sakladığın kedere
çabuklaşır nefesin
avuçlarsın kör testereyi
artan acının hezeyanı bu
sen büyüttün kefenini aşkın
öldüğünde
gülümseyemezdin de...
çağıldayan aşk,
eskidendi mazi
seslenen heva,
...değdiğinde göğsün
sakladığın kedere
çabuklaşır nefesin
avuçlarsın kör testereyi
artan acının hezeyanı bu
sen büyüttün kefenini aşkın
öldüğünde
gülümseyemezdin de...
"zehrin kemençesi" /26
çekinirdi engerek
diklenince bilinçaltına
kıvrak ve güçlü uzunluğundan
zehrine dek giden yolda
parlak pürüzsüz
gözlerindeki buz dansı...
ihtiyarı zehirledin ya
aklına gem vurduğunda
hey... savruk nefs....
boğumlarında gezinir boynunun
çakırkeyftir ya ölüm
kımıldadıkça ilerlersin ya
zehrinin kemençesinde
daralmadan gidersin...
diklenince bilinçaltına
kıvrak ve güçlü uzunluğundan
zehrine dek giden yolda
parlak pürüzsüz
gözlerindeki buz dansı...
ihtiyarı zehirledin ya
aklına gem vurduğunda
hey... savruk nefs....
boğumlarında gezinir boynunun
çakırkeyftir ya ölüm
kımıldadıkça ilerlersin ya
zehrinin kemençesinde
daralmadan gidersin...
"zaman" /25
...çatışmaz hiç
iki zaman;
sırf çakışmadıklarından...
kıyısında kalınca
insan deryasının
çatışmayan kalmaz ya,
çatışır zamanlar
düşüncelerin
zihinlerin dergâhında...
yoktur zaman
kadınların erkeklerle
birleşimlerinde,
doğan
insan dedikleri zaman...
iki zaman;
sırf çakışmadıklarından...
kıyısında kalınca
insan deryasının
çatışmayan kalmaz ya,
çatışır zamanlar
düşüncelerin
zihinlerin dergâhında...
yoktur zaman
kadınların erkeklerle
birleşimlerinde,
doğan
insan dedikleri zaman...
"tartı" /24
terazi bulunsun
dedi yaşlı bilge
aklınızı tartacağım
tek tek,
ruhunuzdan parçalar aldım
onları ölçeceğim
kaç katre eder gözyaşlarınız
bileceğim...
seçkin deniz, 25.07.2002-24
dedi yaşlı bilge
aklınızı tartacağım
tek tek,
ruhunuzdan parçalar aldım
onları ölçeceğim
kaç katre eder gözyaşlarınız
bileceğim...
seçkin deniz, 25.07.2002-24
"şahlandı bebek" /23
anne
mesnedi aramakta
bedeninde bir kıvılcım
bir har
bir nefes var
üstelik yeni
düşlerinde büyüttüğü
içinde erdi
bütünlüğün ilk evresine
kalkıp gitmek istedi
kasıklarına vuran ses
iliklerinde acıya dönüşürken
mesnedi aramakta
bedeninde bir kıvılcım
bir har
bir nefes var
üstelik yeni
düşlerinde büyüttüğü
içinde erdi
bütünlüğün ilk evresine
kalkıp gitmek istedi
kasıklarına vuran ses
iliklerinde acıya dönüşürken
"söğüt'e" /22
...sarkık söğüt bu
sihrine asırlar kopup gelir ya
dalları kadar değildir kendi
sahici endişeler kadar yere doğru
kırık dallarına değil istihza
kandiller kadar ışık
saldığındadır gölgelerine...
...kızgınlığım tek ondan...
sihrine asırlar kopup gelir ya
dalları kadar değildir kendi
sahici endişeler kadar yere doğru
kırık dallarına değil istihza
kandiller kadar ışık
saldığındadır gölgelerine...
...kızgınlığım tek ondan...
"serseri" /21
dönüp de baktın mı
sarsılan göğün
altında kalan geçmişe;
eksiklerinle korkak
düşlediklerinle sersemdin...
kat kat lekeli gömleğin
içinde sen
arınmamış bir serseri
kapıkulu nefsânî hünkâr'ın...
sarsılan göğün
altında kalan geçmişe;
eksiklerinle korkak
düşlediklerinle sersemdin...
kat kat lekeli gömleğin
içinde sen
arınmamış bir serseri
kapıkulu nefsânî hünkâr'ın...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)