vakit dar;
durulmaz bu handa...
kaldırmaz yükü belim
derdest ettiler dilimi
şamata etmeyin...
git-gel ey çırak;
bahçede duru
dargın
kuyudan doltur maşrapamı
heybemde kuru ekmek
kitaplarım var
kaldır-at
onları
ekmeğimi al da gel
suyuma banacağım...
durma hancı;
ziyafet benden
döşe şu sapa masana
değme günahkarın bilemediği mezeyi
çağır köpeklerini
yesinler
onları izleyeceğim...
dönence bu;
üzgünüm
ve az sonra gideceğim...
seçkin deniz, 06.08.2002-39
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder