Dalgaların Sesi - 2. Gün/ İç Sesler

Minik titreşimlerin ıslak yamaçları, güneşin billurlaştığı ışık dansının sonsuz pisti gibiydi; parıldıyordu okyanus, ayrıntıları sonsuzlaşan minik dalgalarıyla...

Sabahın beyaz kokusu, ince bir meltemin okşayışlarıyla ve daha bir ayrıcalıkla doluyordu içine... O gün iyi bir gündü... Kum parçacıklarının sarıp sarmaladığı ayakları çıplaktı...

Ancak o gün, içinde iki ses çatışıyordu... İyi ses etkindi hep...

"Beklentilerini yüklediğin kişiyi, ne kadar tanıdığını biliyor musun?" diye sordu ikircikli ses.

"Biliyorum!" dedi iyi ses. "Hiç tanımıyorum!"

Pişkince gülümsedi ikircikli ses... Sonra tek anlamlı bir bakışla:

"O hâlde neden kararsızsın?"dedi. "Çık git bu belirsiz öyküden ve kurtul, iç karmaşanın verdiği gerginlikten!"

"Gitmem neyi değiştirir?" dedi iyi ses. "Tek başıma bu göklerde, anlamlı olmam mümkün değil ki!"

"Ya sen, bu öykünün yaşatacaklarını ayırt edecek kadar güçlü müsün?" diye sordu ikircikli ses.

"Bu soruları bırak artık!" diye bağırdı iyi ses. "Hep iyi olanı da yargıladın, yaşanabilecekleri mantığınla yok ettin!"

Ve devam etti kızgınlıkla:

"Kaybedeceklerimi sürdün önüme hep, kazanabileceklerimi de kaybettirdin; çıkarsamaların yalnızlıkta tıkadı, boğdu beni!"

İkircikli ses, hafifleyen baskısıyla son kez:

"Ama, unutma!" dedi. "Hayatında benim yüzümden çok büyük hatalar yok, ben olmasaydım; bugün olduğun yerde olmazdın... Bütün bunları, benimle tartışabilecek kadar güçlü olmanı, bana borçlusun dostum... her zaman ben seni kötü olandan korudum... iyi olanı seçmene yardımcı oldum... ve bir daha asla tekrarlamayacağım son şeyi söylüyorum; bu öyküden çık ve ardına bakmadan git! Verdiğin kararı uygula! Risklere açık bir yüreğin yok senin; kolay yıkılacak kadar duygusalsın..."

İyi ses sağlamlığı şüpheli bir kararlılıkla:

"Seni asla suçlamadım dostum!" dedi. "Sen görevini yaptın ve yapmaya devam et; ama lütfen beni bu konuda anla ve asla uzaklaşma benden... Bu öyküyü sevdim ben... sanırım öykünün diğer kahramanı da sevdi...Hiçbir şey olmasa bile, anlaşabilmenin hâzzını yaşayabiliriz!?"

"Umarım, yaşanacaklar yüzünden pişmanlık duymazsınız ikinizde... Ve yanlışın, yanlışlarla geliştiğini, birbirinize zarar vermeden anlarsınız!" dedi ikircikli ses, hüzün dolu bir tonla...

Gök, ruh okşayan rengiyle, okyanusa gülümsüyordu... Ne tuhaf; renkleri aynıydı yine bugün... Ve bugün güzel bir gündü... Uzak bir yerlerde üçüncü bir ses, kötü ses sessizdi...

Durduğu kumsalda, duramadı genç adam... Neşe kıpırtılarının doldurduğu yüreği, keyifli bir ıslıkla uzandı göğe. Yürüdü; yalnızlığının içinden başka bir yalnızlığın içine...

Seçkin Deniz, 28/10/2001, 15:58

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder