Tarih: 05/08/2002 Saat: 20:17
Sizler, yaşadığınız zamanın her zerresinde nefsinizle sınanırsınız...
Çocukluğunuzda nefsinizle aklınızın, iradenizin ayrıklığını bilememekteydiniz... Nefsiniz sizi aklınızın yolunda ilerlemeye zorlardı... İradeniz için engel sayılabilecek çok fazla şey yoktu...
Büsbütün tek parça olduğunuz o zaman güzergâhını hatırlayın...
Düşleriniz vardı, hayran kaldığınız "büyükler"in sırtına yüklediğiniz... Onlar gibi olmak hedefinizdi... Bu hedef aklınızın, nefsinizin ve iradenizin katıksız işbirliği ile oluşmuştu...
İnanamayacağınız kadar kendinizdiniz; asla farkında olmayarak...
Gençliğiniz, ayrışma süreciydi; üç bileşen için aranan ortak korrdinatlar yoktu artık... İçinizde kabaran ilk nefs idi; cinsiyetiniz gereği diğer cinsi düşlediniz...
Düşüncelerinizin "çok zamanı" arzuların girdabında geçiyordu... Aklınızla ve iradenizle çatışmalarınız başladı...
İstikbâliniz, heveslerinizle iradeniz arasındaki galibiyet derecesinde çerçeveleniyordu...
Çokluk, nefs-irade kavgasında büyüdü; kararsızlığın çokluğu, boşluklarda bıraktı sizi...
Siz gününüzün her saniyesinde nefsinizle kalakaldıysanız, ruhunuz aç kalacaktı... Çok azınız, ruhunun devinimleriyle başbaşa kaldı...
Sonuçlarda buluştunuz; ortak koordinatlarınız belliydi; kadındınız, erkektiniz... Doymazdınız...doymayacaktınız...
Kalıplardan kaçarken kalıp arzulardınız... Yanlışlanmış nefs deneyleri arasında bunaldığınız vakitler, ruhunuzun olmak istediği yerleri aradınız...
Aradığınız yer, neden karşıdaki cinste bulunmak istendi?... Yeni"katıksız hücre cezaları" çekmek için mi?...
Siz insansınız; çocuk bileşimlerinize ulaşmak istersiniz hayat boyu... Özleminiz bundandır...
Nefs, akıl ve iradeyi aynı koordinatlara taşımaya başarı bulduğunuz vakit, maskelenmeye muhtaç olmayacaksınız...
Dostluk, içerdiği her şeyi dillenerek size anlatsaydı, siz dosttaki düşmanı görmeyecek miydiniz?...
Hoş ve hoşnut kal
Yaşlı Bilge
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder