Yaşlı Bilge - Telveler 43


Tarih: 06/08/2002 Saat: 23:10


Hatalarınızı unutursunuz sıklıkla... Büyütüp durduğunuz kusurlarınız da çokluktur zamanda...

Erdem arayışının ilk yılları hatasızlığı arattırır; ölçüler konur, kesin katı kurallar dizilir erdem uşağının sağına soluna...

Aklın tepesinde asılı duran "kusursuzluk yumurtası" gölge etmektedir... Akıl yolcularının zaaf dolu önderleri, "kusursuzluk yumurtası"nın kıvamını bilmektedirler güya...

Ve vakit tamam olunca, yumurta kırılacak... Kusursuzluk yumurtasının "akı" sarısından ayrılarak dökülecek günahkârlığı izale edilmiş yolcunun tepesinden aşağı...

Ve o zavallı, ömür boyu kusursuzluk yumurtasının "sarısı" ile beslenecektir...

İnsana dair tüm öykülerin -peygamberlerinkiler dâhil- kusur içerdikleri ve bu nedenle kusurların öykü oldukları bir gerçek iken, kusursuzluk hedefinde boğularak bireyselleştirilen insanların hayatlarındaki boşluklar neden unutulmaktadır?...

İnsan var olduğundan bu yana kusur ile terbiye edilmekteyken ve "yaratan", kusura dair tövbe'yi samimiyet esasına bağlarken "kusursuzluk" bir hedef olabilir miydi?...

Hayat devam ediyorken kusurların sona ermeyeceği açıktır... Aslolan, kusur telakki edilenlerin miktarında çokluk olmamasıdır..

"Kasde dayalı kusur", kusur değil "suçtur"...

Kusursuzluk girdabına yakalanan insanoğlu "suç"işlemektedir... Kendi kusurluluğunu reddeden bir anlayış "suçludur"; kusurlu değil...

Kusur,suç kadar ihtiyârî değildir... Kusur'a devam etmek, kusur'u kusurlarla büyütmek onu ihtiyârî kılar ve suça dönüştürür...

İnsanlar hatasız olmazlar; hatalarında kararlı iseler bu hata olmaktan çıkar...

Fakat insan aklıyla geleceği gören bir varlıktır; kusurlarından yeni erdemler bulur...

Siz de bulacaksınız...


Hoş ve hoşnut kal
Yaşlı Bilge

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder