'PEYNİR GEMİSİ' nden....
...mendebur bir aşk hikayesinin ayak altında dolaşması kadar, saygın bir hırsızlığın öyküsünü de anlatmak gerek bazen...
...siyasi minyatürler ile açlık sınırını katıksız resmetmenin sanatsal varyasyonlarını sevip okşarken, ellerimizdeki kırışıklıkların artmasına katkıda bulunan yılları nasıl ihmal edebiliriz ki?...
...ruha dair yemek tarifeleri üretirken; bedeni doktorlara terketmek ahmaklığına sarılanlara kahkaha ile gülerken; estetik çıplaklığın cinsel ritüellerle ilgili olmadığını düşünenleri sevebilmek de erdem olur ya!...
...paranın helal kısmından harcayarak hacca gitmenin "doyulmaz hazzını" yaşayan budalanın "din" paranoyasıyla, milli futbol takımındaki olumsuz sonuçları "gidilen cuma namazlarına" bağlayan entelektüel körlerin "din"paranoyasını ayrı tutmak şeddeli ahmaklık değil midir?...
...sapık emellere alet edilen "bakış tecavüzü" güzel ve sevap ilişkisi içindeyken, sattığı dövizden zarar ettiğiyle dövünen "fırsatçının" "bu ülke nasıl adam olur?" merakının hiç bir sabit temeli olmadığını görmek, kör olmamayı lazım kılar...
..."dış ilişkileri", koyun kurt "diş ilişkileri"ne çevirmenin makul şerhi "menfaatlerin gereği" oluyorken, esaretin özgürlüğe dönüşümüne karşı çıkmak da "bölünmezlik" yaygarasıyla cahil zeminlerde fırsat mantığı olmakta değil midir?...
...yani; peynir gemisini yürütmenin mümkün değil, imkansız olduğunu...asıl olması beklenenin "yüzmek" fiiliyle alakalı olduğunu daha nasıl anlatmak gerek?...
... bol seyirler.
Seçkin Deniz, 13.06.2002
