Dalgaların Sesi - 4. Gün/ İki Ses

Sorguların amansız savaşında belirsiz bir yer, belirsiz bir iklim...

Güvensizlik alabildiğine yoğun, tereddütler ve olasılık arayışları bitmezcesine sonsuz... erkek sakin ve durgun:

"Bu yaşta olmak benim isteğim değildi!" dedi. Bu yaşta bu kadar çok şeyi düşünmek de benim isteğim değil… Söylediğim yaştayım ben... Yaşıma sığmadığımı biliyorum ve hiçbir yaşımda da sığmadım yaşıma... Yaşıtlarımın yetişmesini beklemekten başka bir şey yapamadım ben... Bu mümkün olmadı hiç... yetişmediler, yetişemediler!"

Kadın sorgulayan sözlerini, farkında olarak sıralıyordu; içinde bin bir şüphe taşıyan istihzâî tonla..

"Genç bir bilge olma olasılığımı sıfırlamaya çalışman anlamsız!" diye fısıldadı genç adam. "Ben bilge değilim. Bana yüklemeye çalıştığınız güvensizlik de anlamsız... Bu kadar ayrıntıdan sonra, güvensizlik depreşiyorsa yüreğiniz de; daha iyi düşünmelisiniz. Oyunun nerede bittiğini anlamış olmanız gerekirdi... Ben, sizin vermediğinizi, içinizden sizden izinsiz almaya çalışmam... Her ne kadar, istediklerimi öğrenebilme yeteneklerim çok gelişmiş olsa bile.... Bunu kendi iç dürüstlüğüm nedeniyle yapmam imkânsız... Sizin verdiğiniz bilgilerle yetinirim ben... Ve size güven duymak, daha çok güvenli benim için!"

Genç kadının söylenenleri anlamaya çalıştığını görünce sürdürdü, sesinin yalın ve olgun esintisini:

"Mekânların doğallığını sevdim hep... Süslü tablolar gibi duran, iğreti davranışların olmadığı tek yerdir doğa... Ve hiçbir duygu orada olduğu kadar saf değildir. Her ne kadar, banal karşılasan da; okyanus kıyıları hâlâ doğal kalmaya çalışıyor... Elbette daha güzel yerler var, ama en çok orada okyanus okyanusa benzer..."

"Ne istiyorsun peki?" diye sordu genç kadın, gözlerinin içine bakarak. "Bana açıkça anlatmayı denesen?"

Açık kahverengin parlaklığındaki içtenliği gördü gözlerinde kadının... bakamadı bir an... heyecanlanmamıştı; ürkmüştü, genç adam... kapılmaktan olmaktan ürkmüştü...

"Her şey yeterince açık değil mi?" dedi kadının dalgalanan saçlarına bakarak. "Ben kapılacak kadar özgür değilim senin gibi... Ama bir akarsu, en çok rahat aktığı yatağı sever, oradan akmak ister süresiz... Dokunmak isterim, dokunamam... Dokunmayı sende iste! Dokunmasan da önemli değil!"

Seçkin Deniz, 31/10/2001, 13:17

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder