Dalgaların Sesi - 28. Gün/ İç Sesler

Saçlarının  rengine kanmamıştı genç kadının... gözlerinin de... düşüncelerinin ardsızlığına takılıvermişti yüreği...

Elleri ellerindeyken kendi kıyısında değildi okyanusun... hayâllerin içinde de değildi...

Yaşlı Bilge'nin sesinde buluyordu ruhunu... genç kadınsa eşlik ediyordu içine...

Özgürlüğün kınanılmayacak rengini bulmuştu esrarengiz ilişkilerin aydınlığında... hiçte yabancı-yalancı değildi okyanusa...

Uzaklardan duyulan tatlı müzik nağmeleri olabildiği kadar acıtıyordu bildiklerini...

Ve uzaklardaki hayat ne kadar çok kurallarla doluydu.. .işte su, işte hava... az ötede toprak... yetebildiği kadar güzel değil miydi?...

Genç kadın sıyırdı ellerini ellerinden... uçarcasına koştu kıyı boyu... sınırdan ayrılan sular ayak parmaklarını  gürültüyle okşuyorlardı...

Gamsız ruhu, erkeğin  yörüngesinde saf ve duru rahatlıklar buluyordu... dilediği kadar dans etmek istedi genç  kadın... dans etti...

Durmak istedi… durdu.

Genç adamı görmek istedi... döndü baktı, az uzaktan... ona gülümsemek istedi...

Ve gülümsedi...


Seçkin Deniz, 26/05/2002, 14:15

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder