Dalgaların Sesi - 8. Gün/ İki Ses

Gözlerini uzaklara, okyanusun ufuklarına dikerek sustu genç adam... Genç kadına bakmadan, kendi kendine konuşur gibi süzüldü sözcükler dudaklarından:

"Zamanın hızını anlamak, ömrün sonuna yakınken imkânlıymış!" derdi Yaşlı Bilge. "Onu hep dinledim... söylediklerini uygulamak elbette mümkün değildi ve elbette o söylemediklerini yaşamıştı... Bize artabıraktığı, söyledikleriydi... Ona hiç kızamadım; kızmak isterdim oysa... Darılmak, sonra barışmak; doğruyu ya da yanlışı düşünmeden, onun engin yüreğinde başıboş ve umursamaz kalmak... Ne hoş ve ne tatlı bir özlemdi benim için... Ne yazık ki, bana neyi özlemem gerektiğini öğretmemişti... Özlemleri karıştırıp dur, demişti bir gün... Neyi özlemen gerektiğine karar verdiğinde beni anlayacaksın!"

"Anladın mı onu?" diye sordu kum tanelerine gözlerini dikmiş olan  genç kadın.

Genç adam döndü ve kendisine bakmayan genç kadına baktı. Onun ayrık acılı göz bebeklerine doğru seslendi:

"Ben hala özlemleri karıştırıp duruyorum... ve onu henüz anlamadım..."


Seçkin Deniz, 07/11/2001, 18:23

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder